Afiş bilgi verme, propaganda ya da reklam amacıyla kullanılan ve resimli ya da resimsiz bir metin içeren, kâğıttan ya da kumaştan yapılmış duvar ilanı anlamında kullanılmaktadır.
Günümüzdeki anlamıyla afiş sanatı çok yeni olmakla birlikte Eskiçağ’da kullanılmaya başlanmıştır. Eski Yunanlılar halka açıklamak istediklerini, tahta tabletlere (aksonîlar) kazıyorlardı; Romalılar da, gösteri programlarını ve ticaretle ilgili bilgileri yazdıkları kireçle beyazlatılmış duvar panolarını (album) bulmuşlardı.
Matbaanın bulunmasıyla ortaya çıkan kâğıt afiş, önceleri resmi haberler için kullanıldı. İngiltere’de Salisbury Banyoları’nı tanıtmak için basılan afiş (1480) ile Fransa’ da Notre Dame de Paris’nin bağışlanması için basılan renkli afiş (1489) ilk reklâm afişleri oldular. XVII. yy’da tiyatro gösterilerinin afişleri yapılmaya başlandı.
1772’de Fransa’da ticaret amaçlı afişler öylesine yaygınlaşmıştı ki bu mesleğin düzene sokulmasına karar verildi ve üyelerinin okuma yazma bilmesi koşulu konulan kırk kişilik bir Afişçiler Birliği kuruldu.
AFİŞİN GELİŞMESİ
XIX. yy. sonlarından bu yana uygulanan bütün üsluplar, afiş sanatının zenginleşmesine katkıda bulunmuştur. Renkli afişin yaratıcısı Jules Chéret‘nin (Fransa), Valentino Balosu (1869) renkli taş baskının ilk olarak kullanıldığı afiştir. İngiltere’deyse, renk kullanımı 1890’den sonra ünlü Beggarstaff Kardeşler’in afişleriyle yaygınlaşmıştır. İngiliz afiş sanatında üslup Chéret’nin anlatımcılığından bütünüyle farklıdır. Gerçekten, İngiliz afiş sanatının başlıca özelliği duygusallık ve fotoğraf gerçekçiliğidir. Afişçilik kısa zamanda gerek halk, gerek sanatçılar tarafından yeni bir sanatsal anlatım olarak görülmüş, Bonnard, Steinlen,Eugêne Grasset gibi ünlü ressamlar ve desinatörler Toulouse-Lautrec ile birlikte, modern afiş dilini yaratmışlardır. Renklerdeki karşıtlıklar; büyük renkli alanlar; metin-resim ilişkilerinde denge; donuk zeminler; desenin değişik üsluplarla işlenmesi.